Page 82 - Gastronomi Dergisi
P. 82
GA STR O N O Mİ
röportaj
Giovanni Vaccaro, Çırağan Palace Kempinski
İstanbul Bellini Danışman Şefi
“Her tabağın bir öykü
anlatmasını istedim”
İstanbul Boğazı’nın kıyısında yükselen görkemli Çırağan Sarayı, geçmişin zarafetini bugünün seçkin lezzetleriyle buluşturuyor. Bu büyüleyici
atmosferde, klasik İtalyan mutfağını sofistike bir yorumla sunan Bellini restoranın arkasında ise Sicilya doğumlu usta bir isim yer alıyor: Şef
Giovanni Vaccaro. Mutfağa duyduğu çocukluk tutkusu onu dünyanın dört bir yanında iz bırakan bir kariyere taşımış. Bugün ise Çırağan
Palace Kempinski İstanbul’un prestijli İtalyan restoranı Bellini’nin danışman şefi olarak, her tabağı bir öyküye dönüştürüyor. Giovanni
Vaccaro ile İtalya’dan İstanbul’a uzanan mutfak serüvenini, Bellini’nin hikayesini ve genç şeflere ilham olacak yolculuğunu konuştuk.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Ben Giovanni Vaccaro. Sicilya doğumluyum.
Çok küçük yaşlarda mutfağa ilgi duymaya
başlamış, 20 yılı aşkın süredir de kendini
yemek yapmaya adamış bir şefim.
Çocukluğumdan bu yana mutfak benim
için yalnızca bir meslek değil, aynı zamanda
bir tutku oldu. Küçük yaşlardan itibaren
mutfakta geçirdiğim zamanlar, bugün
profesyonel mutfaklarda duyduğum
heyecanın temelini oluşturdu. Bugüne kadar
dünya çapında birçok farklı restoranda
çalıştım. Şu anda ise Çırağan Palace
Kempinski İstanbul’un prestijli restoranı
Bellini’nin danışman şefliğini üstleniyorum.
Şef Giovanni, Sicilya’dan İstanbul’a
uzanan mutfak serüveniniz nasıl
başladı?
Serüvenimin başlangıcı oldukça kişiseldi.
Annemin mutfağında, taze domateslerin
kokusunu duyduğum o ilk anlardan
itibaren mutfakla güçlü bir bağ kurdum.
İtalya’da edindiğim teknik eğitimle bu
tutkuyu profesyonel bir alana taşıdım.
Farklı şehirlerde farklı mutfak kültürlerini
deneyimledikten sonra İstanbul’a geldim.
Çırağan Palace Kempinski İstanbul Genel
Müdürü Ralph Radtke ile yıllar önce
tanışmıştık. Onun teklifiyle İstanbul’da bir
İtalyan restoranı hayalini gerçekleştirmek
üzere Bellini projesine dahil oldum. O
günden bu yana hem bu eşsiz sarayın hem
de İstanbul’un bir parçası olmaktan mutluluk
duyuyorum.
İstanbul gibi çok kültürlü bir şehirde
çalışmak sizin için nasıl bir deneyim
oldu?
İstanbul hem tarihi hem kültürel çeşitliliğiyle
bir şef için adeta bir ilham kaynağı. Pazarlarda
gezerken keşfettiğim yerel ürünler, sokakta
karşılaştığım tatlar, bu şehri mutfakta sınırları
olmayan bir sahneye dönüştürüyor. Farklı
kültürleri anlamak, kendi mutfağıma da
derinlik katıyor. İstanbul, beni sürekli olarak
gelişmeye, farklı düşünmeye ve tabaklarıma
yeni hikâyeler katmaya teşvik ediyor.
82