Page 49 - Gastronomi Dergisi
P. 49
GA STR O N O Mİ
ömrünü mutfağa adayanlar
Kroom Kurucusu ve Yönetim Kurulu Üyesi
Aybars Şendur
“Üretimin yerini
hiçbir şey tutamaz”
Endüstriyel mutfak sektörünün duayen isimlerinden Aybars Şendur, mühendislik eğitimini
girişimcilik ruhuyla birleştirerek sektöre yön veren isimlerden biri haline geldi. Aybars Şendur’un
80’li yıllarda İzmir’de başlayan kariyer yolculuğu, bugün Kroom markasıyla üretim gücünü
ulusal ve uluslararası alanda sürdürmesiyle devam ediyor. Türkiye’de paslanmaz çelik mutfak
ekipmanlarının benimsenmesinde öncü rol oynayan Şendur’la; sektöre giriş sürecini, yaşanan
kırılma noktalarını, teknolojik dönüşümü ve üretimin geleceğine dair öngörülerini konuştuk.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? yönelik ürünler getirilebiliyordu. Örneğin ben fırın ithal
Siirt doğumluyum ancak ilkokuldan üniversiteye kadar etmek istesem, bir otel projesinde bu ürüne gerçekten
tüm eğitimimi İzmir’de aldım. Karşıyaka’da büyüdüm. ihtiyaç duyulması gerekiyordu. Tabii artık zamanla
Dört kardeşiz, üçümüz mühendis, birimiz eczacı. hem yerli üretim gelişti hem de ithal ürün kalitesiyle
Babam Şefik Şendur ilköğretim müfettişiydi yani rekabet etmeye başladık. Bugün Türkiye’deki fuarlar
memur bir ailede büyüdüm. Ege Üniversitesi Makine İtalya’daki fuarlarla yarışır hale geldi.
Mühendisliği mezunuyum. Mezuniyetin ardından
birkaç firmada çalıştıktan sonra sınıf arkadaşlarımla Teknolojinin gelişimi sektöre nasıl yansıdı?
birlikte 1980 yılında bir firma kurduk. Daha sonra Sektörün gelişiminde teknolojinin rolü büyük oldu.
yollar ayrıldı ve kendi şirketimi kurarak Kroom’u İlk yıllarda projeleri Rapido kalemlerle aydınger
hayata geçirdim. Şu an Kroom olarak Pancar kağıda çizerdik. Çizimler ozalite gönderilir, kopyaları
Organize Sanayi Bölgesi’nde 8 dönüm arazi üzerinde, alınır, Varan kargo ile Ankara’ya gönderilirdi. Özal
5.600 m²’lik bir fabrikada üretim faaliyetlerimizi döneminde gelen dijitalleşme dalgası bir çağ atlattı.
sürdürüyoruz. Faks, otomatik telefon, ardından bilgisayar derken
bugünkü hıza ulaştık. Eskiden saclar elle kesilirdi
Endüstriyel mutfak sektörüne giriş yıllarınızdan sonrasında lazer gibi makineler geldi. Yani artık
bahseder misiniz? yalnızca otellere değil restoranlara, fabrikalara,
O yıllarda Türkiye’de mutfak sektöründe tezgahlar barlara da mutfak ekipmanları sağlanmakta. Eskiden
mermerden yapılıyordu. Biz paslanmaz çelik Espresso kahve makineleri yalnızca birkaç lüks otelde
tezgahları yaygınlaştırmak için çok uğraştık. Mermeri olurdu şimdi ise her köşe başında görebilirsiniz.
bırakıp paslanmazı anlatmak, kabullendirmek kolay
olmadı. İlk yıllarda devlete iş yapıyorduk, kamu Sektörde önemli temeller atan size göre kimdir?
kurumlarına paslanmaz tezgahlar ve LPG’li kuzineler Elbette çok isim var ama bu işin temellerini atan,
satmaya çalışıyorduk. Döküm kömürlü kuzinelerden sektöre kalite anlayışını kazandıran önemli isimlerden
vazgeçirmek yıllar aldı. İstanbul, Bursa ve İzmir biri Ali Sözmen’dir. Yıllar önce ithalat konusunda
dışında sektörde neredeyse firma yoktu. Ankara’da çok değerli markaları Türkiye’ye getirdi. Ali Bey’in
bile yoktu ve biz orada büro açtık. Bu süreçte birçok sektöre kazandırdığı en önemli şey kalitesiz ürünlerle
firmayla yan yana geldik, ortak işlerde çalıştık ve değil, nitelikli dünya standartlarında markalarla ithalat
sonra “Neden biz üretmeyelim?” dedik, mutfak bilincini yerleştirmesiydi. O dönem Çin malları gibi
sektöründe üretime de bu şekilde girdik. Paslanmaz kalitesi düşük ürünlerle başlanmış olsaydı bugün bu
çelik tezgahları Türkiye’de kabul ettirmek gerçekten noktaya gelmemiz çok zor olurdu.
10-15 yıl sürdü. Biz yeni bir şey söylüyorduk ve bu
yeniliği anlatmak kolay olmuyordu. Şirketinizin yeni hedefleri nelerdir?
Üretimi daha da büyütmek ve seri üretime geçmek
Sizin için sektörde bir kırılma noktası oldu mu? istiyoruz. Bunun için hem Ar-Ge çalışmalarına
Mutfak sektöründe kırılma noktası 1980’li yıllarda başladık hem de yeni bir fabrika planlıyoruz. Şu an
yaşandı. Turgut Özal döneminde verilen turizm mevcut tesisimizde ürün geliştirme aşamasındayız,
teşvikleri sektörü dönüştürdü. Devlet, “Git otelini yap, ilerleyen süreçte ortaklı bir yapı veya yurt dışı iş birliği
arsayı da parayı da ben vereyim” diyordu. Özellikle de olabilir. Çünkü sadece Türkiye pazarına hitap
Antalya bölgesi bu teşviklerden fazlasıyla faydalandı. etmek yerine dünyaya açılmak istiyoruz. Hedefimizde
Bu teşvikler sayesinde biz de farklı bir vizyon bant sisteminde bir seri üretim oluşumu var. Biz
kazandık. O dönemde ithalat yasaktı, yalnızca Sanayi üretici bir firma olarak başladık ve üretimin yerini
ve Teknoloji Bakanlığı’nın onayıyla, doğrudan projeye hiçbir şey tutamaz.
49