Page 90 - Gastronomi Dergisi
P. 90
GA STR O N O Mİ
ömrünü mutfağa adayanlar
Hisar Paslanmaz Çelik A.Ş. Yönetim Kurulu
Başkanı İsmail Erdoğan
“Bu ülkenin üretime
ihtiyacı var”
Paslanmaz çeliğin mutfağa giriş yaptığı yıllardan bugüne… Küçük bir atölyede başlayan serüven, bugün Avrupa normlarında
üretim yapan dev bir tesise evrildi. Türkiye’nin köklü markalarından biri olan Hisar, yalnızca sofralara zarafet katmakla kalmadı,
aynı zamanda yerli üretimin gücünü ve sürdürülebilirliğini de ortaya koydu. Bu röportajda, Hisar’ın kuruluş hikayesinden sektörel
dönüşümlere ve tasarımın kişisel yolculuktaki yerine kadar uzanan dopdolu bir sohbet sizi bekliyor. Sektördeki 50 yılı aşkın
deneyimiyle yol gösteren İsmail Erdoğan, yalnızca geçmişi değil geleceği de yorumluyor. Tasarımı bir tutkuyla harmanlayan, iş
dünyasında yeni kuşaklara yol açan ve yerli üretimin sesi olmaya devam eden bir sanayiciyle tanışmaya hazır olun.
Hisar’ın hikâyesini sizden
dinlemek isteriz.
Hisar aslında marka olarak köklü bir
geçmişe sahip ama üretim anlamında
1968 yılında çatal bıçak üretimiyle faaliyete
geçtik. Ondan önce 1966 yılında el feneri
üretimiyle başladık. O dönemde şu meşhur
elde taşınan el fenerlerini yapıyorduk ama
kısa sürede gördük ki bu işten bir gelir elde
etmek mümkün değil çünkü o yıllarda Çin
malları pazarı hızlıca ele geçirdi ve bizim
maliyetimizin bile altına ürün sokmaya
başladılar. Küçük çaplı bir pazar araştırması
yaptık ve ne üretelim diye düşündük. O
dönemde çatal bıçak üretimine ciddi bir talep
vardı ve paslanmaz çelik yeni yeni mutfaklara
girmeye başlamıştı. Biz de düşündük ve
üretim hattımızı çatal bıçak imalatına çevirdik.
Rami’de, Keresteciler Sanayi Sitesi’nde
küçük bir atölyede başladık. Talep arttıkça
atölye yetmemeye başladı ve Florya Beşyol’a
taşındık. Sonrasında Esenyurt’a gittik ve
oranın da şehirleşmesi sonucu yaklaşık üç
buçuk yıl önce Çerkezköy Kapaklı Sanayi
Bölgesi’ne taşındık. Şu anda üretimimize
orada devam ediyoruz. Türkiye’nin bu
alandaki en büyük kapasitesine sahip
tesislerinden biriyiz. Avrupa normlarında
modern bir fabrikamız var. Tabii artık
üçüncü kuşak işin başında. Benim iki
kızım ve kuzenimin iki oğlu birlikte şirketin
yönetimindeler. Biz de elimizden geldiğince
onlara danışmanlık yapıyoruz.
Peki Hisar ismi nasıl doğdu?
Rahmetli babam, amcam ve dedem
Konya’nın Doğanhisar ilçesinde doğmuşlar,
soyadımız da oradan geliyor. Hisar markası
da bu kökten geliyor. Daha sonra aile
Akşehir’e göç ediyor. Ben de Akşehir
doğumluyum, Nasreddin Hoca’nın
memleketi yani. 1959’da babam İstanbul’a
geliyor ve ticarete burada devam ediyor.
1968’de ise üretime geçiyoruz. İlk başta
çatal, kaşık, bıçak gibi ev tipi mutfak
ürünleriyle başladık, sonra çeşit genişledi.
90