İç mimar Sema Yazıcı: Geniş mekânlar, teras ve bahçeler tercih sebebi oldu!
Pandemiyle birlikte doğaya ve açık alana yönelimin arttığını söyleyen Sakura Mimarlık’ın kurucusu Sema Yazıcı, “Konaklama sektöründe daha izole ve doğayla baş başa mekânlar ihtiyaç haline geldi. Gastronomi alanında geniş mekânlar, teras ve bahçeler tercih sebebi oldu” diyor.
Sakura Mimarlık ve Sakura Konsept’in kurucuları iç mimarlar Sema Yazıcı ve Yadigar Tanrıverdi yurt içi ve yurt dışında birçok kurumsal markayla çalışıyorlar. Özellikle pandemiyle birlikçe öne çıkan yeni mekân ihtiyaçlarına dönük mimarlık ofislerinin çalışmalarından bahseden iç mimar Sema Yazıcı yaptıkları mekânların bir hikayesi olmasına ve özel bir konsept içermesine dikkat ettiklerinin altını çiziyor. Sema Yazıcı ile tasarımcı olarak gastronomi sektöründe yürüttükleri çalışmaları konuştuk.
Kısaca sizleri ve mimarlık ofisinizi tanıyabilir miyiz? Daha çok nasıl projelere odaklanıyorsunuz?
Biz iki iç mimar kızkardeşiz. İkimiz de uzun yıllar özel sektör tecrübelerimizden sonra 4 yıl önce Sakura Mimarlık şirketini kurduk. Firmamız proje, tasarım ve uygulama işlerinde anahtar teslim projeler yürütmekte. İç mimarinin dokunduğu her alanda çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Pandemiden önce yoğun olarak yeme-içme sektöründe ve ofis alanlarında çalışmalar yapıyorduk. Gerek yurt içinde gerekse yurt dışında birçok kurumsal markayla çalıştık. Pandemiyle birlikte aktif olarak konut projeleri yürütmeye başladık. Son dönemde özellikle Bodrum bölgesinde projeler bitirdik. Bir de bu dönemde otel revizyonu projelerimiz oldu. Yaklaşık iki ay önce de Sakura Mimarlık’a kardeş bir marka olan Sakura Konsept’i kurduk. Levent’de aynı zamanda showroom olan villamızda kendi tasarladığımız mobilya, aydınlatma ve ithal aksesuarları satıyoruz. Çok yakında e-ticaret sitemiz de kurularak daha fazla kişiye erişim sağlayacağız.
Gastronomi ve konaklama sektörü hızlı bir değişim içinde. Günümüzün mekânlarının değişimini/dönüşümünü tasarım boyutuyla nasıl görüyorsunuz? Dünya ile mukayese edebilir misiniz? Mimari anlamda varsa trend ve yaklaşımlar neler?
Kesinlikle ülkemizde dünya çapında çok başarılı projeler yapılıyor. Son dönemde hem yatırımcılar hem de mimarlar yaptıkları mekânların bir hikayesi olmasına, özel bir konsept içermesine çok dikkat ediyor. Özellikle pandemiyle birlikte her iki sektörde de doğaya ve açık alana yönelim arttı. Konaklama sektöründe daha izole ve doğayla baş başa mekânlar ihtiyaç haline geldi. Gastronomi alanında geniş mekânlar, teras ve bahçeler tercih sebebi oldu. Dolayısıyla yatırımcılar bu alanların tasarım ve kullanımına daha fazla özen göstermeye başladı.
Konsept oluşturulurken yatırımcı ve mimar açısından süreç nasıl işliyor?
Konsept oluşumunda yatırımcı bize hayaliyle gelir. Biz bu hayali estetik ve fonksiyonellik açısından önce iki boyutlu yerleşim şeması haline getirir sonra da bilgisayar ortamında özel programlar ile üç boyutlu sunuma dönüştürürüz. Genellikle bitmiş haline çok yakın olan bu projeler yatırımcının proje sonunda mekânını renk, doku, malzeme ve hacim olarak canlandırmasına çok yardımcı olur. Bu aşamadan sonra uygulama için detay projeler hazırlanır ve metraj/maliyet listeleri oluşturulur. Proje aşamasından sonra uygulamayı biz yapacaksak şantiye sürecine geçilir. Uygulamayı yapmayacaksak ihtiyaca göre kontrolörlük ve danışmanlık hizmeti verir, şantiyenin projeye uygun yapılıp yapılmadığını denetleriz.
Restoran, cafe veya otel projelerinde Türkiye’de mimarın iktidarı var mı?
Bu alanlarda deneyimli birçok mimar ve iç mimar arkadaşlarımız var. Özellikle sektöre yeni adım atacak yatırımcılar için bu konuda mimarların tecrübelerine güvenmeleri çok önemli. Hizmet sektöründe mimarlık sadece estetik açıdan ele alınmamalı, bireysel zevklerden ziyade tasarımın bütüne ve hitap ettiği kitleye uyumlu olması işletme açısından kritik bir konu. Mimar ve yatırımcı arasındaki güven ortamı sağlıklı kurulursa uzun vadeli iş birlikleri ve mekânlardaki farklılık ön plana çıkıyor.
Projelerdeki mutfak tasarımında şeflerle veya endüstriye mutfak firmalarıyla iş birliğiniz oluyor mu?
Kesinlikle oluyor. Her projemizde birlikte çözüm ortağı olarak çalışıyoruz. Daha önce de söylediğim gibi fonksiyonellik olmadan istediğiniz kadar şık bir mekân tasarlayın işletmenizde mutlaka sorun yaşarsınız. Şefler ve endüstriyel mutfak firmaları bu konuda bizim en büyük destekçimiz.
HORECA sektöründeki projeleriniz ve son dönem projeleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Ofis olarak gelecek planlarınız neler?
Bu sektörde zincir markalar arasında Günaydın, Et işleri, Mado, butik markalar olarak İnari, Serafina, Gasto gibi firmalarla çalıştık. Geçen sene Moskova’da Chef Amazonia projesini anahtar teslim olarak tamamladık. Otel alanlarında Socar Grubu, Maanaa İnşaat’ın otel yatırımları ve Metropolitan Otelleri ile çalıştık. Son dönemde Seba İnşaat’ın Bodrum yatırımlarıyla ilgili projeler gerçekleştiriyoruz. Ofis olarak öncelikle pandemi sürecinin bir an önce bitmesini ve sektördeki durgunluğun sona ermesini diliyoruz. Hem Sakura Mimarlık hem de Sakura Konsept olarak projelerimiz ve ürünlerimizle daha fazla kişiye ulaşmak, farklı tasarımlarla danışanlarımızda iz bırakan mekânlar oluşturmak istiyoruz.
Röportajı Gastronomi Dergisi'nde gör!