“Sosyal mesafe otel mimarisini etkiledi”

“Sosyal mesafe otel mimarisini etkiledi”

4.03.2021 11:03:26

İlhamını seyahat etmekten aldığını söyleyen ödüllü Mimar Ceylan Ateş, tasarladığı mimari projelerle sektörün önemli isimleri arasında anılıyor. Ceylan Ateş, pandeminin otelciliği ve mimariyi etkilediğini, sosyal mesafenin tasarımlara da yansıyacağını söylüyor.

Bikem ÖGÜNÇ 

Hayat hikayesinin Almanya’da başladığını ama aslen Sivaslı bir aileden geldiğini anlatan Ceylan Ateş, Almanya’nın Stuttgart şehrinde doğup büyüyor. Özel hayatında tam bir jetsetter olarak adlandırabileceğimiz Ceylan Ateş, gezgin ruhuyla da çok konuşuluyor. Ateş, hayat enerjisini seyahat etmeye borçlu olduğunu söylüyor ve devam ediyor: “Yılın büyük bir kısmını seyahat ederek geçiriyorum. Favori uğrak yerlerim ise Dubai, Katar, Mikonos, Milano, Londra ve tabii ki İstanbul. Lüks ve rafine yaşam stilimle öne çıkıyor görünsem de bulduğum her fırsatta memleketim Sivas’ı da ziyaret ediyorum.” 

Tasarıma duyduğu ilgiyi profesyonelleştirerek mimarlık eğitimini tamamlayan ve sektörün önemli isimleri arasına adını yazdıran Ceylan Ateş ile mimari yaklaşımlarını, çalışmalarını ve yeni normalin mimariyi nasıl etkilediğini konuştuk.

 Bir mimar olarak daha çok ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? Özel bir alanınız var mı?

Mimari proje açısından toplu konut, villa, iş hanı ve benzeri mekanlar tasarlıyorum. Mobilya sektöründe ise özellikle sandalye ve masa tasarımlarımla ödüller kazandım.

 Gastronomi/otelcilik mimarisi konusunda neler söyleyebilirsiniz?

Otel mimarisi bakımından bence dünya aynı dili konuşuyor. Kullanımlar ve düşünce yapısı benzerlik gösteriyor. Kimi zaman tasarımsal farklılıklar olabiliyor ki bu da daha çok lokasyon özellikleri ve kültürel farktan kaynaklanıyor. Ancak bir tasarım mimarıyla çalışıldığında, bu yapılara hemen yansıyor. Mimar el yazısını mutlaka tasarıma işliyor. 

Yeni normalde bu soruyu yinelersek neler değişir?

Pandemi sürecinde otelcilik zor günler geçiriyor. Son yıllarda otel sayısında inanılmaz artış yaşandı. Ancak pandemi, otelcilikteki bu yükselişi ne yazık ki durdurdu. Ev mimarisi daha ön plana çıktı. Çünkü insanlar daha çok evlerine yatırım yapmaya karar verdi. Artık daha fazla zaman geçirdiğimiz alanlar önemli bir konumda. Tabi, sosyal mesafe de hem dış hem iç mimari açısından otelciliğe etkide bulunan bir faktör oldu. Oda tasarımlarında her ne kadar çok büyük bir değişim söz konusu değilse de gastronomi alanları mesafe açısından yeniden düzenleniyor ya da tasarlanıyor.

 Tasarım prensiplerinizi ve tarzınızı anlatır mısınız?

Ben hem oryantal hem de Avrupai bir tarzı benimsiyorum. Bu ikisini harmanlayabiliyorum. İki farklı kültürü ve yasam tarzını hem kişisel hem de ticari anlamda bir arada düşünüyorum. Tasarımlarım da bu şekilde ortaya çıkıyor. Oryantalin getirdiği organik duruş, parlaklık ve hayalperestlik, Avrupa’nın sadeliği ve beyazla çok iyi tamamlanabiliyor. Beyaz duruluk, temizlik ve sadeliktir. Bunu kişisel olarak da benimsemek lazım bence… Beyaz her zaman kişiye serbestlik ve kendini ifade etme özgürlüğü tanır. Altın ise kişisel parıltımızı ve değerlerimizi yansıtıyor. 

Ne tür projeler yapıyorsunuz? Son dönemde yaptığınız projelerden örnek verebilir misiniz?

Pandemi sürecinde Almanya’da çok ses getiren Site Projesi’ni tamamladım. Bu bir toplu konut projesiydi. Farklı tarzımla Almanya’da çok değerli bir ödül kazandım. Farklılığı içten yaratmak lazım… Luxury Living projesinde tüm tasarımlarımla Build Mimarlık dergisinin verdiği Build Awards’u kazandım. Ayrıca mobilya tasarımcısı olarak dört ödülüm var. Build Architecture Awards 2020’de “En İyi Uluslararası Mobilya Tasarımcısı”, “En İyi Lüks Konut Tasarım Projesi” ödülü, The Best Luxury International Furniture Designer 2020’de “The Best Luxury Network International Awards”, International Furniture Designer of the Year 2020’de “Corporate Livewire Global Awards”, Altın Palmiye Ödülleri 2018’de “Yılın En İyi Tasarımcısı”, Türkiye Altın Marka Ödülleri 2018’de “En İyi Tasarımcı” ödülüne sahibim.

 Projelerdeki mutfak tasarımında şeflerle iş birliğiniz oluyor mu? Mekanın yeme içme konsepti, içerideki mutfak projesini etkiliyor mu?

Elbette oluyor. Mutfak, tasarımda çok önemli bir alan benim için. Tüm alanlar mimari tasarımda bir bütündür. Hepsini birleştiriyorum. İnsanın doğal rutinine odaklanıyorum.

 Fark yaratacak işler ortaya koymak için Türkiye'de başlıca hangi temel koşullar olmalı?

Düzen ve disiplini seviyorum. Her şeyin başı istek ve arzudur. Ardından çalışma azmi geliyor. 

Günümüz tasarımlarını, özellikle turizm sektöründekileri nasıl değerlendiriyorsunuz ve geleceği nasıl öngörüyorsunuz?

Türkiye’deki çalışmaları oldukça beğeniyorum. Ama farklılık yaratmak gerektiğini düşünüyorum. Ufku açmak ve yeniliklere açık olmak lazım…