ABD’den ceviz ithalatında vergi kalktı, yerli üreticilerin rekabet kozu ise “kalite” oldu!

ABD’den ceviz ithalatında vergi kalktı, yerli üreticilerin rekabet kozu ise “kalite” oldu!

Yayın Tarihi: 30.10.2025 14:43:27
4 dakika

Dünyada en çok cevizin tüketildiği ülke olan Türkiye’de yüzde 70 ithalat oranı ile mücadele eden yerli üreticiler, ABD’den ithal tarım ürünlerindeki vergilerin kaldırılmasıyla yeni bir döneme girdi. Türkiye'nin en önemli ceviz üreticilerinden WPC-Walnut’ın Yönetim Kurulu Başkanı Berk Noyan, vergilerin kalkmasının ithal cevize zaten ucuz olmasından dolayı indirim olarak yansımayacağını kaydetti ve ekledi: “İthal ceviz, uzun lojistik süreçler nedeniyle çabuk küflenme ve aflatoksin riski taşıyor. Bizim en büyük avantajımız ise tarladan sofraya doğrudan sunduğumuz taze ve sağlıklı ürünler. Beklentimiz, bilinçli tüketicilerin artması ve yerli üretimin desteklenmesi.

Reklam

Türkiye'nin en önemli ceviz üreticilerinden WPC-Walnut, Bursa Karacabey ovasında yer alan 15.500 fidanın bulunduğu 500 dönümlük arazisinde bu yılki 150 tonluk ceviz hasadını başlattı. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Berk Noyan; ABD’den ithal edilen pirinç, tütün, badem, ceviz, Antep fıstığı gibi temel tarım ürünlerine uygulanan vergilerin kısa bir süre önce kaldırılmasını değerlendirdi.

Türkiye’de yerli üreticilerin tarım politikaları, döviz kurunun artışı ve gümrük vergilerinin düşük olması nedeniyle yüzde 70 oranına ulaşan ithalatla mücadele ettiğini hatırlatan Noyan, vergilerin kalkmasının ucuz ürünlerle piyasada var olan ithal cevize daha fazla indirim olarak yansımayacağını, ancak bu dönemde toptancılara yüzde 10 seviyesinde kazandıracağını kaydetti. 

Ucuz ithal ceviz, tüketicilerin sağlığı için önemli bir tehdit!

Yabancı üreticilerin büyük ölçekli üretimleriyle maliyet avantajını kullanarak iç piyasada ucuz fiyatlarla var olmasının yerli üretimin aleyhine bir tablo yarattığını belirten Noyan, esas problemin ithal ürünlerin tüketicilerin sağlığını tehdit etme riski bulunduğunu vurguladı. Türkiye’de yerli cevizlerin Ekim’de başlayan hasatı takiben birkaç hafta içinde, en taze şekliyle raflarda olabildiğini kaydeden Noyan, “Yetiştirdiğimiz cevizin Kaliforniya, Şili ve Çin’den gelen ürünlere karşı en önemli rekabet aracı, kalitesi ve tazeliği” dedi. Noyan, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: 
“Ekim sonunda bizle aynı dönemde hasadı yapılan ithal bir cevizin ülkemize gelişi, uzun gümrük ve lojistik süreçleri ile kimi zaman en erken bir sonraki yılı bulabiliyor. Ürünler her zaman tazeliğiyle Türkiye’de olamayabiliyor. Hasatı takiben 24 saat içinde yeşil kabuğundan sıyrılarak kurutulması gereken cevizin lezzetini koruması için, kurutma sürecinde kabuk içindeki nem oranının yüzde 8 olması gerekiyor. Biz bu oranı üretimimizde garanti ediyoruz. İthal cevizde ise nem, nakliye sürecindeki ısı değişimleri nedeniyle korunamama riskiyle karşı karşıya. Uzun nakliye süreci, cevizi birinci kalite yapan yüzde 70 yağ oranını düşürebilme ihtimalini taşıyor. Bu süreçte ithal cevizlerin küflenmesi, aflatoksin oranının yükselmesi ve bakterilerin arındırılması için kimyasal ilaçların kullanılabilmesi olasılık dahilinde. Bu durum ise tüketicilerimizin sağlığını tehdit etme riski taşıyor.”

Türkiye’de yıllık ortalama 265 bin ton ceviz tüketiliyor ama sağlıklı tüketim az 
  
Ceviz Üreticileri Derneği verilerine göre, kişi başı yıllık 3,3 kg tüketim ile dünyanın en büyük ceviz tüketim pazarı olan Türkiye’de yıllık ortalama 265 bin ton ceviz tüketimi gerçekleştiriliyor. Beyin, bağırsak ve kardiyovasküler sağlık açısından en önemli besinlerin başında gelen cevizin tüketimi, sağlıklı yaşam trendlerinin artışına bağlı olarak artıyor. Bugün ceviz, salatalardan tatlılara pek çok alanda kullanılsa da, sağlıklı cevizi seçme konusunda Türk tüketicisi henüz yeterince bilinçli değil. Türkiye’de yerli üretimin yüksek kalitede yapılsa bile hakettiği değeri bulamadığını kaydeden Noyan, beklentilerinin bilinçli tüketicilerinin artması ve yerli üretimin desteklenmesi olduğunu dile getirdi.

“Otomasyon ile üretimde kalite ve başarıya odaklandık”

WPC Tarım Ürünleri A.Ş.- Walnut olarak Bursa Karacabey’de cevizlerin ağaçlardan toplanmasından paketlenmesine kadar tüm işlemlerin aynı alanda gerçekleştirildiği yaklaşık 2.500 metrekarelik bir entegre tesislerinin bulunduğunu belirten Noyan, otomasyon teknolojisiyle üretimde kaliteyi en üst seviyeye çıkardıklarını kaydetti.

Tekstil sektöründeki 100 yılı aşkın tecrübelerini tarıma aktardıklarını ve sektöre 2012 yılında 30 dönümde 1000 ağacı dikerek girdiklerini hatırlatan Noyan, bugün 500 dönümde 15.500 ağaca ulaştıklarını, Kaliforniya ve Avusturalya’daki rakip çiftlikleri inceleyerek otomasyon, verim, sürdürülebilirlik ve kaliteyi yerli üretimle karşılayacak entegrasyonu sağladıklarını kaydetti. Noyan, “Verimli toprağı bulup ekiminden budamasına, hasadından kurutmasına doğru yapmazsanız, ağacı doğru gübreleyip sulamazsanız verim düşer. Biz de verimliliğe, başarıya ve kaliteye odaklandık” dedi. 

“Kabuklu cevizde yüzde 100 doluluk vadediyoruz”

3 hafta süren ceviz hasadında toplama, yıkama, kurutma, kalibre etme, vakumlama, kırma ve paketleme gibi aşamaların her birinde en modern teknolojilerle sık sık kalite ve ağırlık kontrollerini yaptıklarını kaydeden Noyan, “Kabuklu cevizde yüzde 8, iç çevizde yüzde 4 nemi garanti ediyoruz. Böylece tüketiciler o cevizi evlerinde 1-1.5 yıl boyunca küflenmeden saklayabiliyor. Beyaz, ince kabuklu, kolay kırılan Chandler tipteki ceviz üretimimizde yüzde 100 doluluk vadediyoruz” diye konuştu. İç ceviz ve kabuklu cevizin yanı sıra sezonda ilk 15 günlük süreçte topladıkları yaş cevize de hasat başlamadan sipariş aldıklarını belirten Noyan, şöyle devam etti: “50 dönümlük ek arazimizde 3 yaşındaki yeni fidanlarımız birkaç yıl içinde üretime katılacak. Vizyonumuz, Walnut’ı bireysel tüketimde kullanılan, evlere giren bir marka haline getirmek.”

Yorumlar (0)