Şef Gizem Bozdağ: Organik üretim sadece trend değil, sağlığa saygıdır
Sağlıklı yaşam trendlerinin etkisiyle, gıda tercihlerinde doğallık ve mevsimsellik ön plana çıkıyor. Yerli pastacılık markalarından biri, tatlı üretiminde katkısız içerikler ve mevsiminde ürün kullanımına dikkat çekiyor. Artan tüketici ilgisi, bu üretim yaklaşımını daha görünür hale getiriyor.
Tüketicilerin sağlıklı ve bilinçli beslenme eğilimi her geçen gün artarken, bu durum tatlı tercihlerine de doğrudan yansıyor. PwC'nin 20 binden fazla tüketiciyle gerçekleştirdiği gıda tüketimi ve trendleriyle ilgili anket sonuçlarına göre, katılımcıların yarısına yakını taze malzemeleri ve mevsimlik gıdaları tercih ediyor. Ayrıca katılımcılar, yiyeceklerinin içeriğinde ne olduğunu ve nasıl üretildiğini öğrenmek istiyor. Organik üretimin sadece trend olmadığını, insan sağlığına duyulan saygının göstergesi olduğunu belirten Bakestaff İşletmecisi ve Uzman Şef Gizem Bozdağ, mevsimine uygun tatlı üretiminin önemini vurguluyor.
Üniversitede fizik okurken, ani bir kararla çocukluk hayali olan yemek yapma tutkusunun peşinden gitmeye karar veren Gizem Bozdağ, “Organik ya da doğal üretim, üretime ve insan sağlığına duyulan saygının göstergesidir. Özellikle son yıllarda bilinçli tüketicilerle karşılaştıkça, bunun ne kadar önemli olduğunu daha iyi anladım. Kendi reçetelerimizle geliştirdiğimiz, tazeliğe, kaliteye ve katkısız ürünlere odaklanan kontrollü bir üretim yapıyoruz. Örneğin balkabağının mevsimi geçtiyse balkabaklı cheesecake üretmiyor, konserve ürünlerin yanından bile geçmiyoruz” dedi.
“Batı ve doğu mutfağını harmanlayıp glutensiz brownie yapıyoruz”
Türk, Fransız ve İtalyan mutfağı teknikleriyle ilgili eğitimler alan ve birçok prestijli restoranın mutfak kurulumu ile menü hazırlığında önemli görevler üstlendikten sonra kendi işletmesini kuran Şef Gizem Bozdağ, “Mevsimine uygun tatlı üretiminde dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri, kullanılan malzemelerin temiz, katkısız ve doğal olmasıdır. Ancak böyle üretilen tatlılar gerçek lezzeti yakalıyor ve güven veriyor. Biz hammadde temininde her zaman çok seçici davranıyoruz. Farklı tatları bir araya getirerek günlük, taze tatlılar üretiyoruz. Bu, ürün kalitesinin korunmasında vazgeçilmez bir yol. Uluslararası mutfak deneyimlerim sırasında Türk mutfağının samimiyeti ve misafirperverliği, dünya mutfaklarının teknik disiplinleriyle birleştiğinde ortaya gerçekten yaratıcı ve özgün tatlar çıktığını fark ettim. Mesela, batı mutfağından gelen brownie’yi, tahin ve sarı leblebi gibi doğu kültürüne ait malzemelerle harmanlayarak glutensiz brownie üretiyoruz. Bu iki farklı yaklaşımı birleştirerek, doğal, katkısız ürünlerle doğru tatları sunuyoruz. Hem mideye hem de göze hitap ediyoruz” şeklinde konuştu.
“Doğal ürünlerin arkasında emek ve doğayla uyum var”
İstanbul’da çeşitli restoranlarda görev aldıktan sonra İzmir’de şehir dışında bir çiftlikte şef olarak çalışma fırsatı bulan Gizem Bozdağ, doğal ürünlerin üretimine ve kullanımına olan bakış açısının değişimini şöyle anlattı:
“Çiftlikte çalışmak, malzemeye bakış açımı tamamen değiştirdi. Topraktan gelen ürünün nasıl yetiştiğini ve işlendiğini görmek, mutfaktaki yaklaşımı çok daha bilinçli hale getiriyor. Özellikle zeytin ve zeytinyağı gibi karakteristik ürünlerin üretim süreçlerini yakından gözlemlemek, her lezzetin arkasında emek ve doğayla uyum olduğunu fark ettiriyor. Zeytinin yetiştiği iklim, toprak yapısı ve çevresindeki meyve ağaçlarının zeytinyağına kattığı aromalar, ürünlerde yeni tat eşleştirmeleri yapmaya olanak veriyor. Yunan mutfağıyla kurduğum bağ, bana sadelikle ustalığın nasıl dengelendiğini öğretti. Tüm bu deneyimler, mutfakta mevsimlik ve doğal ürünleri tercih etmemin temelini oluşturuyor."
“Gerçek işbirlikleri iki tarafın da büyümesiyle gerçekleşir”
Kafe ve restoranlara ürün tedarikinin yanı sıra mutfak danışmanlığı da yapan Uzman Şef Gizem Bozdağ, sözlerini şöyle tamamladı:
“Menü geliştirme, konsept tasarımı, ürün reçetelendirme ve hatta işletmelerin açılış sürecinde mutfak kurulumu ile ürün paket seçimlerine kadar destek veriyorum. Hangi bölgeye hangi ürünlerin gönderileceği konusunda da yardımcı oluyorum. İşin sadece üretim tarafında kalmayıp, işletmenin ihtiyaçlarına uygun sürdürülebilir çözümler sunmaya odaklanıyorum. Çünkü benim için gerçek işbirliği, iki tarafın da büyümesine katkı sağlayan, güvene dayalı ilişkilerle mümkün oluyor. Bu anlamda Bakestaff, klasik tedarikçi anlayışının ötesinde, güçlü bir çözüm ortağı olarak hareket ediyor. Yenilikçi ve doğal reçetelerimle, önümüzdeki dönemde üretimimi daha da geliştirip, daha fazla işletmeyle çözüm ortaklığı kurmayı ve mutfak vizyonumu daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefliyorum.”