Etin falyalarını anlatmadan önce Orta Asya’da göçebe yaşayan atalarımızın sofralarının baş tacının et olduğunu, ağırlıkça etle beslendiklerini söyleyerek başlamak istiyorum. Et tüketen bir toplum olarak bu beslenmenin fiziki dayanıklılığa faydalarını savaşlarda kazandıkları başarılardan da görebiliriz. O dönemde yaşadığımız toprakların verdiği bir yaşam şartının avantaja dönüştüğü önemli bir hikâye var.
“Ne yersen osun” aslında…
Bugün bilimsel araştırmalar etin faydalarını anlatan sonuçlarla doludur ve her geçen gün bu araştırmaları destekleyen bilimsel çok sayıda çalışma da ekleniyor. Et sadece sağlık açısından değil, bugün kilo vermek isteyenlerin, bazı diyetlerin ana merkezi haline gelmiş durumda. Kilo vermek isteyen, kas miktarını arttırmak isteyen et odaklı diyetlerden faydalanıyor. Ayrıca et, büyüme çağındaki çocuklar için de çok önemli bir protein kaynağıdır. Bağışıklık sistemini destekler, yaraların, kırıkların, vücuttaki hasarların iyileşmesinde önemli rolü vardır.
Etin faydalı olması için kilolarca tüketmemize gerek yok. Yaklaşık 100- 150 gr yağsız veya az yağlı et tüketmek, hem günlük protein ihtiyacımızı (hareketsiz ofis ortamında yaşan bireyler için 0.9/kg) karşılar hem de yanına pek çok artı destek verir. Doğru miktar az yağlı et, doğru pişirme tekniği ile aslında bir sağlık iksiridir. Et tüketmekten korkmamalıyız.
Faydaları;
1. Et, bir aminoasit olan L-karnitin yüksek miktarda içerir. 100 gr ette Etin ortalama 56-162 mg L karnitin bulunur. L-karnitin özellikle kilo vermek isteyenlerin son dönemde haplarını kullandığı, vücutta enerji yakımını hızlandırdığı tespit edilmiş bir amino asittir. Bilimsel araştırmalar L karnitinin yağları yakması için mitokondriye taşıdığını gösteriyor. Vücudumuz kendi ihtiyaçlarını karşılamak için bu amino asidi zaten üretiyor. Yani L karnitin eksikliği çekmiyoruz fakat bilimsel araştırmalar gıdalar veya ek takviyelerle dışardan alınan L karnitinin sağlığa pozitif etkileri olabileceğini gösteriyor. Özellikle kalp sağlığına, diyabet ve kilo verme konusunda desteği oldukça fazla. Dışardan alınan sentetik takviye haplarının emilimi ete göre göre çok daha düşüktür yani L karnitin haplarının vücudumuzda ancak %14-18 inin emilimi gerçekleşebiliyor.
2. Et çok yüksek oranda kaliteli protein bulunduğu için kas kütlenizin artışını destekler.
3. Kalsiyum, bakır, demir, magnezyum, mangan, potasyum, fosfor, selenyum, çinko açısından zengin olan et, 100 gr tüketildiğinde günlük selenyum ve çinko ihtiyacımızın neredeyse tamamını, demirin %26’sını, fosforun %38’ini karşılar.
4. B grubu vitamin deposudur. Yaklaşık 200 gr et tüketildiğinde B12 vitamin ihtiyacımızın %82’si, B3 vitaminin %50’si, B6 vitaminin %36’sı karşılanır.
5. Et yüksek oranda karnosin (amino asit) içerir. Tavuktan %50 daha fazla oranda bulunur. Deneysel çalışmalar, karnosinin oksidasyon ve glikasyonu inhibe etmenin yanı sıra; asitler, aldehitler ve ağır metalleri temizleyen, hücresel bir çöp toplayıcısı olduğunu göstermektedir. Antioksidan özelliğinin dışında hücreleri yaşlanmaktan koruduğu tespit edilmiştir. Bir çalışma, karnosin takviyesinden sonra, hücre yaşam sürelerinde %67’lik bir uzama saptamıştır.
6. Konjuge linoleik asit et ürünlerinde, özellikle doğal beslenenlerde yüksek miktarda bulunur. İnsulin hassasiyetinin düzelmesine ve yağ kaybını destekler.
7. 100 gr ette yaklaşık 350 mg keratin bulunur. Keratin kas büyümesi ve gelişimini destekler. Egzersiz performansını arttırır ve kaslara yüksek oranda enerji sağlayarak dayanıklılığı artırır.