Bodrum Turizm Formu, Mavi Ekonomi'ye odaklandı

Sürdürülebilir turizmin geleceğine kapı açan Bodrum, ilk kez bu yıl düzenlenen Bodrum Turizm Forumu’na ev sahipliği yapıyor. Bodrum Belediyesi, Bodrum Tanıtma Vakfı, Akdeniz Turizm Vakfı ve 34’üncü Amerikan Hastanesi Bodrum Cup iş birliğiyle düzenlenen Bodrum Turizm Forumu, “Mavi Ekonomi” odağıyla başladı.

 

Bodrum Turizm Forum’22, Mavi Ekonomi başlığıyla Kempinski Hotel Barbaros Bay otelde gerçekleştirildi. Forum’un açılışını Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün yaptı. Açılışta ev sahipleri arasında yer alan Kempinski Hotel Barbaros Bay Hotel’in Genel Müdürü Mehmet Ferman Doğan, Bodrum Cup Komitesi Başkanı Süleyman Uyal da birer konuşma yaptı. İşte forumda yapılan konuşma, sunum ve panellerden öne çıkanlar…

Ahmet Aras: Stratejimizi mavi ekonomiye göre planlıyoruz

Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras forumun açılışında yaptığı konuşmada her türlü çevre sorunuyla ilgili konuların kademeli iş birliği gerektirdiğine dikkat çekti. Aras şu ifadeleri kullandı: "Bizlerin ortak geleceğimiz için fırsatlar yaratmamız gerekiyor. Bodrum Turizm Forumu buna katkılar sağlayacaktır. Bodrum çok önemli bir turizm merkezi, coğrafi konumu nedeniyle insanlar Bodrum’a gelmek istiyor. Modern Akdeniz kimliği, açık fikirlilik ve yatırım için Bodrum çok güzel bir yer. Bodrum her zaman önemli bir buluşma noktası olmuştur. Kültürel değerlerimizle büyük bir potansiyele sahibiz. Pek çok kaynağımız var. Artan iklim krizi ve çevreyle ilgili sorunlar turistlerin seyahat tercihlerini etkilemeye başladı. O nedenle biz de stratejimizi mavi ekonomiye göre planlıyoruz. Daha dirençli ekosistemler oluşturmak konusunda çalışmalar yapılıyor. Yerel ekonomiyi geliştirmek ve yerel halkla bağlantılı bir perspektif geliştirmek, sürdürülebilirlik, göçün azaltılması gibi konularda uygulamalar hayata geçirmek amacındayız.

Bodrum son yıllada çok ciddi afetler geçirdi, çok büyük orman yangınları gördük, pandemiyle beraber büyük krizler gördük. Şunu gördük ki krizlere karşı daha hazırlıklı olmalıyız. Bu nedenle ulusal kurumlarla irtibatlıyız.

Markalaşma konusunda ciddi çalışmalar yapılıyor. Bodrum Belediyesi de bu çerçevede ikili ve çoklu ilişkileri geliştirmeye önem veriyor. Turizm Covid-19’dan en çok etkilenen sektörlerden bir tanesi. Covid’in büyük etkileri oldu. Bu nedenle Bodrum Turizm Forum’u etkileşimli stratejilerin oluşturulması açısından önemli olacak. Turizm barışa ve demokrasiye katkı yapan bir sektör ve bu Forum turizmin gelişmesi açısından katkı sağlayacak. Bodrum kapılarını dünyaya açıyor, doğası, tarihi ve gastronomisi ile konuklarını ağırlıyor."

Gürün: Akdeniz'i barış merkezi haline getirmemiz ve turizm için güç birliği yapmamız lazım

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün'de konuşmasında 1448 km uzunluğuna sahip Muğla'nın Akdeniz'deki 9 ülkenin kıyı uzunluğundan daha uzun kıyılara sahip olduğunu ifade etti. Fethiye, Göcek, Marmaris, Datça'nın bulunduğu Muğla'da amiral gemisinin Bodrum olduğunu belirten Gürün şöyle konuştu: "Akdeniz'deki turizmdeki alanların acaba nasıl birlikte hareket edebilir ve güç birliği yaparak ekonomik gelirleri nasıl artırabiliriz? Dünyadan kopuk değiliz. Olup bitenlerle ilgili bütün ülkelerin etkilenme durumu var. Ukrayna önemli bir süreçten geçiyor. Umarız en kısa sürede barış sağlanır. Biz barışı sağlamazsak bu çabalar amacına ulaşamaz. Kavganın olduğu yerde turizm yapmak ve turist çekmek mümkün değil. Kavganın olduğu yerde turist olmaz. Çok farklı ekonomik güçlere sahip olmak, zenginler ve fakirler gibi iki farklı kesim var ve bu sürdürülebilir değil. Dünyada kendi hakimiyetini kurmak isteyen güçler var. Dünyanın barışı için çok büyük bir tehlike. Turizm barış ve sevgi içinde olur. Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya ve Akdeniz bu çatışmanın en önemli odaklarından biri. Akdeniz’in bir barış merkezi haline getirmemiz ve ekonomik olarak farklılıkları ortadan kaldırarak program yapmak gerekiyor. Akdeniz’de göçle ilgili büyük bir dram yaşanıyor. Ekonomik dengesizlikten kaynaklanan ve durdurulamayacak bir göç var. En önemli konu Akdeniz’i bir barış denizi haline getirebilmek.

Bu kadar birbiriyle düşman, bu kadar birbiriyle kavga eden ve herkesin psikolojik bunalım içinde olduğu bir hale geldik. Oysa turizm barış ve kardeşlik demek. Ülkemizdeki insanların müreffeh bir şekilde yaşaması gerekir. Barış olursa turizm sürdürülebilir. Turizmin gelecekte nasıl evirileceği konusunda kimse emin değil. Gelecekte Çin, Hindistan daha çok turist gönderen ülkeler arasında mı olacak? Onlar deniz kum güneş mi yoksa kültür mü istiyor. Tarihimiz, yeme-içme ve kırsal zenginlikleri göstererek kültürel tarafımızı geliştirmemiz denize gelene buraları da göstermemiz gerekiyor.'

Zahra: Akdeniz'deki herkesi bir araya getirmeyi hedefliyoruz

Akdeniz Turizm Vakfı Başkanı Tony Zahra'da vakfın bir vizyonla oluşturulduğunu, STK, kamu görevlileri ve çeşitli kuruluşları Akdeniz'de bir araya getirmek istediklerini ifade etti. Zahra sözlerine şöyle devam etti: "Turizmde kültürel değişimi sağlayan ve ve barışı meydana getiren en önemli gerekçelerden bir tanesi. Akdeniz’de başka çıkarlardan dolayı ayrı düştüğümüz taraflarla bir araya gelmek istedik. Bizim kurumumuz o nedenle kuruldu. Vizyonumuzda Akdeniz’deki herkesi bir araya getirme amacındayız. Dinlerimiz, siyasi görüşlerimiz farklı olabilir, biz gelecekte birleşmeliyiz. Bana birçok kişi gelip devlet şunu yapmalı, hükümet bunu yapmalı diyor. J. Kennedy ülkenizin sizin için ne yapması gerektiğiniz değil sizin ülkeniz için ne yapmanız gerektiğini söyledi. Evet sonuçta girişimciler bir şeyler yapabilir."

Khowala: Koruyucu tedbirleri hemen şimdi almalıyız, yoksa...

Turizmle ilgili küresel danışmanlık hizmeti veren Aptamind Partners CEO ve kurucusu Aradhana Khowala da dünyanın dönüşümüne katkı sağlamak için bütün paydaşları harekete geçirmek istediklerini söyledi. Khowala şu ifadeleri kullandı: "Dışarı çıktığınızda en güzel mavi suları, en güzel yatları, marinaları göreceksiniz. Bodrum’da maviyi göreceksiniz. Peki bu bizim çocuklarımız veya onların çocukları için mümkün olacak mı? Maalesef başımız dertte. Pek çok yer 2050 itibariyle 30 şehir sular altında kalabilir. Maldivler, İstanbul, Londra, New York bunlar arasında. Olmayacak mı demiyoruz, ne zaman olacak diye bakıyoruz. Kadınlar, çocuklar, engelliler ve az gelişmiş ülkeler bundan daha çok etkilenecekler. Gemi artık limandan çıktı. Önümüzdeki 10 yıl içinde en sevdiğimiz tatil beldeleri tamamen sular altında kalabilir. Ben size kıyamet senaryosu yazmıyorum. Tabii küresel ısınmayı önleyici tedbirler alabiliriz ama başımız dertte. Gezegen ve mavi ekonomi için B planı yok. Koruyucu tedbirleri hemen şimdi almalıyız. 3 milyardan fazla insan geçimini okyanustan sağlıyor. Global ekonomi denizlerden taşınıyor. İstihdam açısından büyük bir orana sahip. Bütün bu kalkınma hedefleri arasında 14. kalkınma hedefi olan deniz varlıklarının korunması en az korunma bütçesine sahip. Deniz ve okyanuslarla ilgili yatırımlar en düşük seviyede."

Holthus: Mavi ekonomi yılda 4 milyar dolarlık ekonomik faaliyeti içeriyor

Dünya Okyanus Konseyi Başkanı Paul Holthus da mavi Ekonominin yılda 4 milyar dolarlık ekonomik faaliyet içerdiğini belirtti. Mavi ekonomi olmasa ticaret işleyemeceğini belirten Holthus şöyle konuştu: "Turizmin bunun içindeki payını tam olarak bilmiyoruz aslında. Turizm sektörü doğrudan okyanus ve denizlerle ilgili. O yüzden turizmi okyanus sistemi içine dahil etmek istiyoruz. 90 bin ticari gemi var; binlerce insan balıkçılıkla para kazanıyor. Hepiniz bu ekonominin parçasısınız. Denizin altında milyonlarca km internet kablosu döşenmiş durumda. Okyanus dediğimiz zaman tek bir ekosistemden bahsediyoruz. Kıyı ve adalar bu ekosistemin parçası olarak düşünülmeli. Balık çiftliklerine yer bulmak gibi sorunları ele alıp çözümleri ortaya koymamız gerekiyor. Farklı sektörlerin anlaşması gerekiyor. Karayiplerde ekonominin yüzde 95’i kıyıda yönetiliyor. Dolayısıyla oradaki planlama biraz daha farklı olacak. Denizlerdeki planlamada çeşitli zone’lar belirleyip faaliyet alanlarına göre bunları oluşturmak gerekiyor. Mesela Batı Kanada’da balık çiftliklerini daha açığa aldılar. Kıyıdan uzaklaştırdılar."

Gulia: 'Kumsallarımızı nasıl daha iyi yönetmeliyiz' bunu konuşmalıyız

Malta Turizm Otoritesi Başkanı Dr. Gavin Gulia da Malta'nın küçük ama Akdeniz’in ortasında etrafı denizle çevrili bir ülke olduğunu belirterek "Nerede olursanız en fazla 30 dk’da denize gidersiniz. Biz kıyı turizmi satıyoruz. Ekonomik pek çok faaliyet var ki bu deniz kıyısında gerçekleşiyor. Son birkaç yıldız Mavi Ekonomi açısında pek çok fırsatlar sunuyor. Malta’da özellikle son 15 yılda kitle turizmine odaklanmıştık. Rakamlar çok cazipti ama o kadar kalabalık bir turizm yapıldığında Mavi Ekonomi’nin çalışmamasına sebebiyet veriyor. Örneğin balık çiftlikleri kuruluyor; bu balıkların beslenmesi gerekiyor. Bazı deniz hayvanları ürüyor ve bunlar da kumsalda turistlerin yanına geliyor. Orada yapılanlar turistleri rahatsız edecekse o zaman bu dengeyi nasıl kuracaksınız. Balık çiftlikleri de olmalı ama bu denge nasıl kurulacak? Mavi turizm veya yeşil turizm derken aslında çevreden bahsediyoruz. Kumsallarımızda birçok faaliyetler yapılıyor. Şezlonglar, barlar, şemsiyeler kumsalda duruyor. Bunlardan para kazanan insanlar var. Zorluklarla başa çıkabilmek gerekiyor. Kumsallarımızı nasıl daha iyi yönetmeliyiz. İşte bunları düşünmemiz gerekiyor." dedi.

Erden: Önümüzdeki 10 yıl büyük çalkantılar olacak

Next Academi Kurucusu Levent Erden de sahil denince akla bikininin geldiğini belirterek şöyle konuştu: "Peki bikini nereden geliyor? Amerika’nın nükleer faaliyetlerini yürüttüğü bikini adında bir adada bu çalışmalar yapılmış. Her yerde otoriter yönetimler göreve geliyor; bu iyiye işaret değil. Son 150 yılda dünyadaki problemlerin temelinde enerji olmuştur. Enerji sorunları bireyler tarafından çözülemez. Önümüzdeki 10 yıl büyük çalkantılar olacak. Enerji sorunu çözülmeden diğer sorunlara odaklanamayız."

Bodrum'un gündemi Mavi Ekonomi

Mavi ekonomi, ekonomik büyümeyi deniz yoluyla geçimini sağlayanların geçim kaynaklarının gelişmesini ve korunmasını desteklerken aynı zamanda denizlerin ve kıyı alanlarının çevresel sürdürülebilirliğini sağlamaya odaklanıyor. Mavi kaynaklar için riskleri azaltmayı ve bu kaynakların üretilmesine kadar, deniz ve kıyı bölgelerindeki tüm üretim ve pazarlama faaliyetlerini kapsamına alıyor. Bodrum Turizm Forumu’nun odağını oluşturan “Mavi ekonomi hakkında yeniden düşünmek” başlığına yönelik değerlendirmeyi, turizmle ilgili küresel danışmanlık hizmeti veren Aptamind Partners CEO ve kurucusu Aradhana Khowala paylaşıyor.

Panellerde turizmin geleceği ele alınacak

Ulusal ve uluslararası konuşmacıların katılımıyla yapılacak ve gün boyu sürecek paneller şöyle: “Mavi ekonominin gücü”, “Akdeniz ve sürdürülebilir ekonomik büyüme”, “Yaklaşan düzenlemeler, yönergeler ve Akdeniz’de Avrupa Birliği (AB) ve AB dışı ülkeler üzerindeki potansiyel etkileri”, “Yetenek ve hizmet mükemmelliği kültürü”, “Bilim ve inovasyon güçlerini birleştirirse”, “Mavi ekonomi, başarısızlıklar, zorlukları fırsata dönüştürmek-iyi bir uygulama örneği olarak Bodrum.”