Ar-Ge’yi şirketin kalbi yaptı, katma değerli ürünler geliştirdi!

Endüstriyel mutfak pazarının tecrübeli isimlerinden Kayalar Çelik San. ve Tic. AŞ Genel Müdür Yardımcısı Erol Kaya sektörün dünü, bugünü yanı sıra Ar-Ge’yle güç kazanan verimlilik kavramını ve pandemi dönemi pazarda yaşananları değerlendirdi. 

Ar-Ge’yi şirketin kalbi olarak gördüklerini belirten Kayalar Mutfak Genel Müdür Yardımcısı Erol Kaya, piyasa koşul ve beklentilerine göre hareket ettiklerini, son dönemde geliştirdikleri ürünlerle mutfakta verimliliği artıran, katma değeri olmayan ürünleri de katma değerli hale getiren çalışmalara imza attıklarını söylüyor.

Endüstriyel mutfak pazarının tecrübeli isimlerinden Kayalar Çelik San. ve Tic. AŞ Genel Müdür Yardımcısı Erol Kaya ile sektörün dünü, bugünü yanı sıra Ar-Ge’yle güç kazanan verimlilik kavramını ve pandemi dönemi pazarda yaşananları konuştuk. 

Endüstriyel mutfak turizmle beraber büyüdü

Endüstriyel mutfak sektörünün 80’li yıllarda turizmin büyümesine paralel olarak gelişme gösterdiğini belirten Erol Kaya, “Tabii o yıllarda ithalat yüzde 80 seviyelerindeydi. Pek çok cihaz ve ürünü ithal ediyorduk. Bu durum ister istemez bir maliyet ve ülkemize dış borç getiriyordu. Ancak zamanla endüstriyel mutfak pazarı dünyayla rekabet edebilecek noktaya geldi. 2010’lu yıllarda ithalat seviyemiz yüzde 10-15’lere kadar düştü. Üstelik katma değerli ürünler ortaya koymaya başladık. Dünyada ilk üç üretici ülke arasında olduğumuzu artık söyleyebiliriz. Sektörümüzde tatlı rekabetin olması, ihtiyaca karşılık gelen üretimin yapılması, turizmin gelişmesiyle birlikte iç pazardaki büyüme sektörümüzü hareketlendirdi. Ülkemizin konumundan dolayı da çok rahat ihracat yapabilecek seviyeye geldik” diye konuşuyor.

“Kalitedeki artış bakışı değiştirdi”

Endüstriyel mutfak sektöründe sanayi devriminin gerçekleştiğinin altını çizen Erol Kaya şunları kaydediyor: Yurt dışında katıldığımız fuarlarda Türk firmalarının sayısı artmaya başladı. Örneğin, son katıldığımız İtalya’daki fuarda 75’in üzerinde firmamız vardı. İşin açıkçası bu bir süreç. Sizi fuara gelenlerin görmesi gerekiyor. Her fuarda mutlaka bir öncekinden çok müşteri kazanmıyorsunuz ama sizi orada görüyorlar. Türk markaları Ar-Ge’ye verdiği önem neticesinde Avrupa kalitesini yakaladılar. Biz de artık Avrupa’nın ürettiği ürünleri çok rahat üretebiliyoruz. Avrupa’da İtalya’dan sonra Türkiye’nin öne çıktığını söyleyebiliriz. Polonya biraz Avrupa’nın Çin’i olarak gösteriliyor. Bazı ürün gruplarında bu pazarda markalarımız öne çıkmaya başladı. Bizim ülke olarak da en büyük pazarımız Avrupa. Alternatif pazarlar araştırsak da en istikrarlı ticaret yaptığımız ülkeler Avrupa ülkeleri. Son yıllarda coğrafi konum ve kültürel özellikler nedeniyle Çin’den daha çok Türkiye’yi tercih ediyorlar. Koronavirüs sürecinde de bunu daha net gördük. Öte yandan istedikleri fiyat ve kalitede ürün temin edebiliyorlar. Kalitedeki artış ülkemize ve sektörümüze bakışı daha iyimser bir noktaya getirdi. Kovid-19 sürecinin bitmesinden sonra bu bakış açısının daha da olumlu bir şekilde ilerleyeceğini düşünüyorum. Herkes ürünü iyi tasarlayabilir ancak yaptığınız ürünü piyasaya verip oradan geri dönüşleri alabilmelisiniz. Buradaki her şey bir süreç meselesi. Türkiye bu anlamda bir başarı elde etti. Katma değerli ürünlerin artacağına inanıyorum.”

Ar-Ge’nin önemi ve piyasa koşulları 

Ar-Ge yatırımının bir şirket için önemli olduğunu ifade eden Kaya, “Biz Ar-Ge’ye şirketin kalbi diyoruz. Araştırma ve geliştirme birimi bugünün değil yarının ürünlerini çalışıyor. Eskiden bizim şirketlerimizde test prosedürleri yoktu. Yani verimlilikle ilgili bir prosedür işlenmiyordu. Bir ürün üretirdik, pişirici veya buzdolabı olsun; pişiriyor, ısıtıyor veya soğutuyor mu buna bakılır sonra müşteriye gönderirdik. Verimlilik tarafına pek bakılmazdı. Eskiden açıkçası bir endüstriyel mutfak ürünü yapıyoruz şeklinde de bakmıyorduk; bir cihaz, bir ürün yapıp gönderiyorduk. Bu süreç değişti. Bu sürecin değişmesi aşçılarımızın, şeflerimizin öngörüleriyle oldu. Son dönemde tabii talepler de bu yönde oldu, müşterilerimiz de bilinçlendi. Bunun üzerine şeflerimizle birlikte bu konulara eğildik ve Ar-Ge yaptık. Mesela enerjiyle ilgili yatırımlar yaptık. Buzdolabı test odaları kurduk. Test edip, en iyi gramajdaki gazı bulup enerji sarfiyatını düşürüp A plus ürün kategorisi oluşturduk. Bunların yanı sıra Avrupa’da yeni bir ürün varsa bu ürünleri takip ettik. Tasarımdaki değişimleri gözlemledik. Şunu da belirtmeliyim, biz piyasanın kabul edebileceği ürünleri tasarlıyoruz. Piyasa çok farklı bir ürünü de kabul edebilir. Siz çok başka bir ürün de geliştirebilirsiniz ancak piyasanın koşul ve beklentilerine göre hareket etmek durumundasınız” diyor.

“Cirolarımızın yüzde 80’ini kaybettik”

Pandemi dönemi satışların yavaşladığını ve teknik servislerin hızlandığını vurgulayan Erol Kaya şunları söylüyor: “Geçtiğimiz yılın dördüncü ayında koronavirüs hayatımıza girmeye başladı. Bu dönemde tamir, tadilat süreci hareket kazandı. Tabii kimsenin önünü göremediği zamanlardan geçiyoruz. Pandemi döneminde bütün müşterilerimizle görüşmeler yaptık. Onların durumlarını öğrenmek istedik. Nisan ayının ilk pazartesi müşterilerimizden biri siparişle ilgili erteleme istedi. İptal etmedi ama erteleme isteyince ben bir duraksadım ve dedim ki bunun arkası gelecek. Türkiye’den önce Avrupa’da vakaların artışı başladı. Siparişler belki iptal olmadı ama o hafta pazartesiden başlayıp cumaya kadar hepsi ertelendi. İster istemez 4’üncü ayda cirolarımızın yüzde 80’ini kaybettik. Ancak 5’inci aydan sonra bir toparlanma başladı. Biz de şok yaşadık. Nasıl olacağını anlamaya çalıştık. Daha önceki krizlerde ya iç piyasa krize girer Avrupa’da hareketlenme olurdu veya tam tersi olurdu. Biz müşterilerimizle iletişim kanallarını açık tuttuk ve onlarla sürekli görüşmeler yaptık. Ürünü onlara yollayıp vade açmayı teklif ettik. Onların da zor bir süreçten geçtiğini biliyorduk. Fabrikada üretim yeri bir depoya dönüştü. Bazı müşterilerimiz paniği atlatıp ürünleri kendileri istediler. Öte yandan Avrupa’da online satış yapan firmalar satışlarını artırdılar. Orada çok büyük online satış firmaları var. Bunlardan bir tanesi geçen sene satışını yüzde 70 civarı artırdı. İster istemez bu da bize doğru orantıda yansıdı. Kimse evinden çıkmadı, herkes online satış yaptı.”

“Bar istasyonları ile verimliliği artırdık”

Ürünleri tasarlarken enerji verimliliğini artırabilir miyiz, kullanım koşullarını artırabilir miyiz gibi konulara odaklandıklarını belirten Kayalar Çelik San. ve Tic. AŞ Genel Müdür Yardımcısı Erol Kaya, markanın en son çıkardığı bar ekipman grubu hakkında şu bilgileri verdi: “Aslında biz burada katma değeri olmayan bir ürünü katma değerli hale getirdik. Türkiye’nin en iyi barmenleriyle çalıştık. Tezgâh grubu dediğimiz bir ürünü öyle bir hale getirdik ki barmenlerin kolayca ulaşabileceği bar istasyonları yarattık. İşin açıkçası daha komplike bir ürün tasarladık ve ürünün katma değerini artırdık. Kullanılan malzeme aynı olsa da müşterinin daha rahat, kendini yormadan ve daha hızlı kullanmasını sağlayan bir tasarımla çözüm ürettik. Bu ürün tabii bize özellikle turizmde yeni bir pazar açtı. Talep gören bir ürün grubu haline geldi. Bar istasyonu yaptık yanına başka bir ihtiyaç oldu, bar şişeliği tasarladık. Onun yanına bar evyesi tasarladık. Yerden tasarruf edebilmemiz için özel kalıplar yaptık. Çöp konteynırının genişliğini daraltıp boyunu biraz daha yükselttik. Birbiriyle entegre bir konsept oluşturduk. Bu üründe hedefimiz Avrupa pazarıydı ve özellikle Fransa, İtalya ve Yunanistan sahillerinde talebin yoğun olduğunu görüyoruz. Müşterilerimizden aldığımız geri bildirime göre de geliştirmeler yapıyoruz.”